Kendime Çaylar
Sayın dinleyen; Kendime Çaylar insanın kendisi ve başkaları için yapabileceği şeylerdir. İyiliği, kötülüğü, alabileceği zarflar değişir ama çayın sıcaklığı -bu içerikte amacı- değişmez. Başkasına Çaylar belki soğur ama Kendime Çaylar soğumaz. Sonuçsuz çabadır nihayetinde, sonucu istenen gibi olmadığı için önemsiz değildir, yeri geldiğinde çaba sarf edecek kadar önemsemek [Başkasına Çaylar] yeri geldiğinde de laf anlatmayacak kadar önemsememek [Kendime Çaylar] durumudur. Uyan ve çay yap; neden yaptığının ya da kime yaptığının önemi noksandır tıpkı çayın kimi zaman soğuk, kimi zaman kaynar olmasının noksanlığı gibi.
Kafamda iki oda, iki insan, iki tane ben olmayan. Meğer o iki ben olmayana ne kadar kendimi vermişim! Kendime edemediğim yardımı onlara etmeye çalışarak, veremedikleri anlamı onlara vererek, kelimeleri öğreterek, cahillere iki kelam ederek! Tüm sabrımı, aşkımı, ateşimi ve inancımı onlarda tüketmişim. Meğer tükettiklerim geri tutuyormuş beni sevdadan, sevda tanımazmış beni bu sebepten. Kendimi kandırmaya lüzum yoktur artık, ben aşka aşığım. Benim gözümde onu sevmeye değer yapan olmalı, kendi olduğu için değildir aşk. Kabullenmeli bu bencilce gerçeği, karşılıksız sevgi beklediğini ama vermediğini.
[Gelen gideni arattı, seni aradım her yerde. Anlaşıldığım yeri aradım. İnsanlar çok acıtıyor; onlar, kendilerini ustalıkla kandırıyorlar! Sevgili akıldayken başkalarına aşk kırıntıları verecek kadar doymuşlar onlar! onlar, sevgiliyi kendi oldukları kafese kapatacak kadar benler. Onlar, sevgiliyi karşılıksız sevemeyecek kadar...]
İletişim kuramıyor, dedi; çaba sarf etmeyecek yahut yapacak kadar sevmediğimi anlamadı.
Seni sevgimin gerçekliğine inandıramadım bir türlü, dedi; inanacak kadar güven duymadığımı yahut aşkı "bilmeye" çalışarak değersizleştirdiğimi anlamadı.
Benim için çabalıyorsun; ben sana geri veremiyorum, özür dilerim, dedi; çabasızlığını vicdanına gösterecek kadar vicdansız olduğumu yahut onu bırakmayacak kadar umursamadığımı anlamadı. Çünkü seven, her lisanı konuşur; çünkü değer veren aşkın aşktan başka kanıtı olmadığını bilir; çünkü umursayan, gözüne sokacak kadar gösterir.
Yukarıdaki minik paragrafımın önemi kalmadı, çünkü buradaki en büyük kabahatli her zaman bendim. Sadece onlar göre göre kalmayı seçti, hakikate kör gözlerle gidecek cesaretin arkası sağlam değildir ki istedikleri sonuca ulaşsınlar! Olmayan sevdanın sözlerini söylemeye lüzum yoktur artık, dürüstlükle kuşanmak kendime yaptığım çaylardandır.
"Bunlar birer basamaktı benim için, onların üzerine çıktım- bunun için onların üstünden geçmem gerekti. Ama onların üstünde dinlenmek istediğimi düşündüler." -Friedrich Nietzsche, Götzen-Dämmerung oder Wie man mit dem Hammer philosophiert
Hastalığımın şifasını aramak, kendime yaptığım çaylardandır.
Onun canını yakacağımı, tadını kaçıracağımı umursayacak kadar değer verip bir yerde bir şeyleri "bitirtmek" kendime ve başkasına yaptığım çaylardandır.
Neslimin yaptığı muameleyi ona yapmayarak, değersiz ve anlamsız zamanlarını onun yüzüne vurmamak, ona yaptığım çaylardandır.
Arkada kaldı gömdüğüm hikayeler.
Çiçek asfalttan çıkar yüzüm güler.
En az gerçek kadar yalancıyım."
Yorumlar
Yorum Gönder