01:47
Sayın dinleyenlerim, bugün sevgili ben ve ben varız. Kırılmış insanlar ya da paralize bireyler veyahut nevrotik Menschler yok. Ve dinleyici;
Kelimeler kokar,
Eşyalar öpülür,
Kokuyla uyunur;
Uyanmamak üzere.
(...)
Bir sisli yamacın baharı beklediği,
Bir benliğin seni beklediği bir akşam.
Zamanın izleri miydi beni yaralayan?
Beklentilerim miydi boğazıma saplanan gemici düğümleri?
Mermiler.
Alışkanlığın anlamaya mutluluğu yar etmediği muhakemesiz geceler.
Yine geldik aynı noktaya, kaçınılmaza.
Hikâyeyi yırtacağım, bilmeyeceksin.
Kelimelerimi senden gizleyeceğim,
Koklayamayacaksın.
Alazlandığın bir gecende hiçlikte,
En sevdiğin melodiyi mırıldanacağım
Kendime çekecek.
Devri tahayyülü çok görecek sana.
Çekecek seni,
Medcezirli bir Karadeniz denizine.
Alışıksın sanacaksın,
Sanrıdan farksız olacak.
Kumsalında bir meltem rüzgârı ile,
Dalgasında cinayet ile,
Yüreğinde eksik bir sen ile,
Aklında bir serap ile.
Uykunun getirdiği sükûn mu,
Kırılmışlığın getirdiği uyku mu,
Acıma tıbbın bulamadığı bir merhemdi?
Ne zaman yüreğime merhamet duyacaksın?
Ciğerlerimdeki tüm rayihan,
Gözlerimdeki tüm ışık,
Kâğıdımdaki tüm ıslaklık.
Kendime tahayyülen kabahat eyledim sevgili.
Sana namahrem kıldım kendimi.
Yahut böyle olmalıydı,
Sadık olmalıydım sadece kendime.
Réveillez vouz!
Aşk denen zaaf hâlâ damarlarımda.
Lisanen kabahat bekliyor.
Çünkü bazen anlaşılmak için,
Kabahati kendimize işleriz.
Sana kendimden,
Verebileceğimden fazlasını verdim.
Merhameten kabahat işledim bendime.
Ve ben derdim ki,
[5 satırı yutuyorum burada dinleyici çünkü kendimi izah etme ihtiyacı duyduğum için utanmalı. -y.n]
Yorumlar
Yorum Gönder