Beyindeki Medcezirler
Saat akşamın on ikisi,
Bir ayyaş, otu ve ceketinin patlak düğmesi.
Rica ediyor gelmen için, kaçıyorsun.
Düğme, sevgili düğme neredesin!
Obilivion
Gecenin biri ve aptalın biri elinde viski şişesi. Sararmış kâğıtlara yazan yazarlardan farkı yoktur bu aptalların, iki tarafın da sarhoşluğu aynıdır. Malezyalı amok sarhoşluğu denir buna; ellerinde bıçak; önlerine çıkanı hayatın zehirli kadehinden fondip yapmış bir insan, bir biçerdöver misali yutarlar çevresindekileri. İki tarafın da biçemi farklıdır; yazar kalemiyle savurur eleştirileri, aptal ise kaba kuvvetiyle. Bugün ana karakterimiz aptal, yerdeki viski şişesini aldı ve etiketindeki Daniel’s yazısını görünce anladı, bu gece bir gezgin, bir amaçsız ve bir âşık olacaktı. Daniel’s onun tek arkadaşıydı, nehir gibi ruhunda akan gençliğin verdiği delifişekliğe sıradan bir otomatik makine katlanazmadı. Zincire vurulmuş ayakları, prangalanmış elleri ve kafasındaki yıllanmış kurbağa ile kaygan, dik ve eskimiş kaldırımları içeren yokuştan inecekti. Zincire vurulmuş ayaklar, prangalanmış eller ve yıllanmış kurbağa, bizleri dünyaya karşı oblivion yapan bunlar değil midir? Nedendir bilinmez, bu yokuş ona her gelişinde bambaşka şeyler anımsatır ancak hiçbir zaman yokuşu tanıyamaz.
Ofelya, namıdiğer hikâyemizin aptalı, bu kaygan yokuşun elediği hayatları izlemeye bayılanlardandır. Ayağındaki zincirler de onu eleyecekti ama o, Daniel’s şişesini eline aldığı an biliyordu, hayat yarışından çok önce menedildiğini. Ofelya yokuştan indi. Taş surlar, demirden parmaklıklı hayat görüşümüzü akıldan daha çok kısan kapalı perdeli pencereler, Osmanlıdan kalma kapı tokmak ve oymaları, Kısakürek’e şiir yazdırmış soluk kaldırımlar ve her tip insanı barındıran bir yer, Kaleiçi. Bütün bu betimlemeler arasında Ofelya’nın tercihi en sonuncu seçenekti. Yokuştan inişinin ardından gelen, nağmelere ve Beethoven 5. senfonisine hakaret niteliği bir müzik sesi onu büyük ölçüde rahatsız etmişti. Bu çirkin müziğin yolunu ararken bir kafeye rastladı, Yivli Kafe. İçeri girdi, gecenin sıcacık kalpleri bile soğutacak soğukluğuna rağmen bidonda yanan odun ateşinin çevresinde bir yere oturmadı. 7 numaralı masayı gözünün ucuyla aradı, aradı ve en sonunda buldu. 7 numaralı masaya karşı hep bir ilgisi olmuştur. En yakın dostu Daniel’s ile oturdu ve başladı acılarını unutmaya. Hafıza, fani dünyada tedavisi olmayan tek vebadır. Ofelya bu vebanın kazazedelerindendir. Kazazedeleri yargılarsınız ama tek bir acıda alışkanlıklarınıza sığınırsınız!
Yorumlar
Yorum Gönder