"Gizden gölgeden yürür, yarası saklı"

Sayın dinleyen, 
Kimse bilmez; kaç gecenin en yakınlarımıza taktığımız maske bir ateşten gömlek kadar yaktığını, kaç efendi derbederin ölümün sessizliğinde kendi benliğini elinde olmayan ve olmayacak dermansız dertlere kül ettiğini!
İtiraf etmeliyim, ilk kez bir yazıyı "birine" ithaf edeceğim. Yanılırsam çık karşıma; gözlemlerimdeki haklılığın seni öldüreceğini söyle, haksızlığın da bana eski alışkanlıklarıma el sallatacağını anla! Tabii anlama isteğin anlaşılma isteğinin önüne geçecek kadar çelikse! Giyotin kadar keskin ve çelikten inancını selamlıyoruz! Bağlaçla bile bağlayamıyorum seninle ilgili cümleleri, konu bağlamı olmadan yan yana iki benzer cümleleri… Asla konuşmayacağız, tesadüflerimiz bile olmayacak, biliyorum. Zaman akıp geçiyor; engel olabileceğim yahut yaratabileceğim yürek nidalarına bile ne mani ne de köprü olacağım. Yalnız değilsin, benimle paylaşıyorsun ve lisanen kabahatimi eyleyeyim. Merak etme, bil ki sadece sana bu kabahati eylerken gökyüzündeki çıldırmış kahkahaları atmayacağım :)

Basit zevklerin gözüme ilk kez çarptığında anlamıştım; aynı o ünlü yazarın söylediği gibi, yalnız ruhunun son sığınağıydı. 

Acaba seni o zevke iten bile tutkudan ziyade koşullar mıydı, ruhun ailenin ahlaki dekadanı altında mı ezilmişti? Yapmak istediğini değil, yapabildiğini mi yaptın yoksa! Namütenahi bir yürüyüş, ne yarası saklı ne de hiç kimseye zarar vermeyecek karakteri, hepsi meydanda. İdeallerini bile ahlaki dekadanın şekillendirdiği bir ruh! Sabah kalktığında iniltilerini duvarlar duyuyor mu? Geceleri feryatların duvarlardan seker mi mesela! Anlaşılmamak mı, anlatamamak mı ezer seni? Hayallerin ne kadar basittir; rutininin "ennui"sini kapatacak kadar karmakarışık mıdır, düşüncelerini susturacak kadar bayağı mıdır?

Lisanen kabahatime varınca,

Bir; özrü kabahat. Yalnızlığını anlayabileceğimi düşünen üst akılı kapatamıyorum. Bu sözcükleri kaleme alırken bile "biliyorum". Keşke inansaydım ama maalesef biliyorum. Nezaketten olmayan bir özrü bahşediyorum, bu bilgimin -muhtemeldir ki arkası boş ve haksız, aptal cesaretli bir inanç bilgi.- arkhesinin sağlamlığına rağmen hâlâ sana ulaşmaya tenezzül bile etmiyorum. Komik; insan zihniyeti işte nasıl da saçmalıklara âşık! Belki seni anlayabilme şerefine nail olacağım ama güneşin ve ayın altında can çekişen biçâre gönüllere dokunmaya hiç kimsenin, hele de benim, hakkı yoktur!

İki; sana açıklayarak cümleye, dile, duyguya ve açıklamamı gerektireceğini düşünerek sana ettiğim kabahat. Sana âşık değilim, bu kadar gözlemi yaptıran yalnızlığı paylaşma ateşinin ta kendisidir. Daha önce söylediğim ve yine söyleyeceğim gibi, "Görmüyor musun, alevler içinde bendi?". Başkalarının sana yaptıklarından çektiğini, kendine ne çektirdiğini ve yüreğindeki büyük boşluktan kan kaybederek can çekişini nasıl ertelediğini büyük bir tutkuyla hayal ediyorum sadece!

Bu kadarı kâfi; zamanla değişecek, büyüyecek yahut yok bile olabilecek diğer yazılarımın yanındasın; tıpkı zihnimden de izinin silineceği gibi. İyi geceler.

07.06.2025, 01:43

01.08.2025, 22:18

Tesadüfler karşıma çıkardı seni demek isterdim, şansımı kendim yarattım bugün. Düşüncelerinin müzesini biraz ziyaret edebildim. Dinlenilmek istiyorsun, ah bir de sana kendimi anlatabilsem. O kadar istiyorum ki seni dinlemeyi. Dudaklarından her bir cümle çıktığında, bülbül yüreğim duvar kesiliyor! Gel, anlat. Her şeyinle dinleyeyim seni! 

18.08.2025, 00:36

Çok çabaladım inan, gece seni zihnimden çıkarabilmek için. Dinledim, dinledim...

Fazla benziyoruz, gel benim ol hadi; diyemedim, lisanen. Yığıldı isteklerim, kafamdakiler. İsteklerim ve gerçekliğin karşılaşması gecelerimden çaldı! Uykumda bile seni aradım! Bu aşk değil diyeceğim, deliymişimcesine bakacaksın gözlerimin içine! Empati yapacak kadar benzediğimiz için konuşuyoruz, yapmak istediğimiz için değil. Terapistime demiştim; hayatıma beni anlayanı değil, anlamak isteyeni alacağımı. Hak verdi, beni koruyacak bir şeydi bu. Seni denememem gerekirdi, nihayetinde beni anlamak neden isteyesin ki? İnsanlardan anlaşılma beklemiyorsun, onları anlamayı da beklemiyorsun. Sana ne olursa olsun gel diyecek kadar aciz değilim. Gelmek istediğin için gelmen gerekirdi kalbimce, gelebildiğin için değil. Başka çaren ve kimsen olmadığı için değil! Paylaştık yalnızlığımızı, paylaşmadığımızı savundun. Önemi yok, mermere lisanen açıklamak hep kendime bir kabahat. Yokla zihnini, belki vardır bu ruh haline çare. Çevredekilerin zoruyla varma yanıma, gecelerini bahşettiğin insan senden gelecek her şeye layık olmalı. 


Yapabildiğin için değil, yapmak istediğin için yap. 


18.09.2025, 12.40

Haklıydım, bu sefer de. Seninle ilgili bildiğim her şey doğruydu. Bir yabancısın artık, denk gelmeyeceğim bir yabancı. Gidiyorum ben, sen hoşça kal. 

Yorumlar

Popüler Yayınlar